Fatih Disli
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Siteme Hoş Geldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ ) 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 661
Kayıt tarihi : 14/10/08
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ'da Oturuyor!

Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ ) 2 Empty
MesajKonu: Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ ) 2   Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ ) 2 I_icon_minitimeÇarş. Ocak 14, 2009 7:27 am

Akdeniz Bölgesi genellikle güney ve güneybatıdan gelen hava kütleleri ile cephelerin etkisi altındadır. Bunlara bağlı olarak da yağışlar orografik ya da cepheseldir. Yağış miktarı genellikle dağların uzanış biçimlerine ve nemli rüzgarlara açık olan yüzeylerindeki konumlarına, yani bakılarına göre değişir. Kıyı kesimlerinde, bakı koşullarına bağlı olarak yılda ortalama 700-1300 mm. tutarında yağış düşer. Bu değer iç kesimlerde 400 mm. dolaylarındadır. Bölgede genellikle, bir Akdeniz iklimi özelliği olan kış yağışları egemendir. İç kesimlere gidildikçe karasal iklim etkisi ile yağışlar ilkbahara kayar; gene de en çok yağış kışın düşer. Kıyılarda yağışlar genellikle yağmur şeklindedir ; kar, 5-10 yılda bir yağar; don olayına da oldukça az rastlanır. Dağların yüksek kesimlerinde ve Göller Yöresi’nde kışın kar yağışları etkili olur; don olayı ise hemen hemen bütün kış sürer. Yaz kuraklıkları iç kesimlerde olmakla birlikte kıyılardaki kadar şiddetli değildir.
Bölgede egemen rüzgarlar çoğunlukla kuzey rüzgarlarıdır. Ancak rüzgar rejimi, topografik koşullara ve deniz komşuluğa göre yerel değişikliklere uğrar. Kıyılarda yazın genellikle batı ve güney yönlü rüzgarlar eser. Zaman zaman deniz ve kara meltemleri etkili olur.
Akdeniz bölgesinde doğal bitki örtüsü sıcak ve kurak yazlardan etkilenmiştir. Bu nedenle kurakçıl bir nitelik taşır ve kolaylıkla bozulma eylemi gösterir. Orman örtüsü çalılık halini almış, çalılıklarda yer yer seyrekleşmiş , hatta ovalık yerlerde büsbütün ortadan kalkmıştır. Günümüzde Akdeniz Böl.’nde görülen bitki örtüsü, başlangıçtaki karakterini tümüyle kaybetmiş gibidir.
Akdeniz bölgesinde doğal bitki örtüsü beş gruba ayrılır. Kıyıda 500-600 m yüksekliğe kadar olan yerlerde şiddetli yaz kuraklığına uyan, kışın da yeşil kalan makilerdir. Boyları 3-5 m’yi geçmeyen bu bitkiler delice, kocayemiş, sandal ve zakkum en yaygın olanlarıdır. Bu bitkiler terra rossa denen killi demirli ve az kireçli topraklarda yetişir. Kireçli topraklarda yetişen daha seyrek bitki tiplerine garig adı verilir.
600-1200m arasında kızıl çam ve meşelerin egemen olduğu karışık ormanlar yada yamaç ormanları ortaya çıkar. Kızıl çamların aralarında yer yer meşelikler, daha yükseklere doğru ise halep çamı ile kara çamlar görülür. Bu kesimde kahverengi orman toprakları yaygındır. Yüksek kesimlerde yağış etkisiyle toprakta yıkanma (podzolleşme) görülür.
1200-2100m arasında ise yüksek ormanlar diye adlandırılan ve seydir , köknar ile kayınlardan oluşan orman kuşağı yer alır. Özellikle batı ve orta toroslarda saf sedir ormanları vardır. Bu katın tipik tanıtıcı ağaçları toros köknarı , lübnan sediri , sarı çam ve çeşitli ardıç türleridir. Amanos dağında ise Karadeniz böl’ndeki bitki örtüsüne ve özellikle doğu kıyınına rastlanır. Bu katta podzolik karakterli topraklar yaygındır.
2000m’nin üstünde iğne yapraklı ağaçlar seyrekleşir ve bodurlaşır. Bu alan 2100-2300m sonra erer ve Alp çayırları denen , renkli çiçeklerle bezenmiş yazları da kurumayan yüksek otluklara geçilir. Bu katta kestane renkli çayır toprakları yaygındır.
Göller yöresi ve Tekke yarımadasındaki yüksek ovalarda step bitkileri yetiştirilir. Buradaki stepler gerçekte ot stepleri değil, meşe ormanının tahribi sonucu oluşmuş ağaç stepleridir. Ova kenarlarında, tahripten kurtulmuş ardıç ve kara çam



topluluklarına da rastlanır. Steplerde daha çok kireçli kahverengi ve kestane renkli topraklar yaygındır.
Bölgede , tipik Akdeniz bitkisi olmadıkları halde yerel koşullara uyum sağlamış Avustralya okaliptüsleri ile kurakçıl Amerika bitkilerinden kaktüsler ve agavlar da oldukça geniş alanları kaplar.

NÜFUS:
Akdeniz kıyılarında, D.Karadeniz kıyılarında görülen yoğun nüfus şeridine rastlanmaz. Dağlık kesimlerin geniş yer tutması nedeniyle kıyı boyu çok kez tenhadır. Bununla birlikte dağlar arasına sıkışmış , yoğun tarım yapılan küçük ovalarda önemli nüfus birikmeleri göze çarpar. Antalya düzlüğünün sert travertenlerden oluşmuş batı kesimi ile Çukurova’nın kumul ve batıklık kıyı kesmi tenha yerler arasındadır. Nüfus yoğunluğu Çukurova’nın iç kenarından başlayıp , sulanan yerlere doğru giderek artar. İskenderun körfezi kıyılarıda nüfus yoğunlu oldukça yüksek yerlerdir ; Amanos Dağlarını denize dik inen güney yamaçları ise çok tenhadır. Amik ovasının çevresindeki yoğunlaşma şeridi Antakya’nın güney doğusundaki tepelik alanlara doğru sokulur. Kahramanmaraş, Hatay çöküntü oluğunun çalılık “Hassa leçeleri” kesimi oldukça tenhadır. Göller yöresinin dağlık ve ormanlık kesimleri genelde oldukça tenhadır. Buna karşılık yalvaç-bozkur oluğunun dağ eteği boyları ile Isparta odasının sulanan güney böülümünde nüfus oldukça yoğundur.
Akdeniz böl’nde toplu kır yerleşimleri egemendir. Bu durum özellikle dağlık kesimlerde ve dağ eteklerinde belirgindir. Ovalarda toplu yerleşmeler arasında serpilmiş yerleşmelere de rastlanır. Dağlık kesimlerdeki ya da Antalya travertenleri gibi verimsiz alanlardaki yerleşmeler daha küçüktür. Bölgenin en büyük kenti 916000 bulan nüfusuyla Türkiye’nin 4. Büyük merkezi olan Adana’dır. Nüfusu 500000 ile 100000 arasında ki kentler ise Mersin , Antalya, Kahramanmaraş , Tarsus, İskenderun, Antakya, Osmaniye ve Isparta’dır.

EKONOMİ:
Akdeniz Böl’nde ekonomi tarıma dayanır. Çalışan nüfusun büyük bölümü tarımla uğraşır. Türkiye’de tarımdan elde edilen gelirin en yüksek olduğu bölge burasıdır. Sanayi ise daha çok bölgenin doğusunda, Adana ,Mersin , arasında ve İskenderun'da yoğunlaşmıştır. Turizm kıyı kesimlerde özellikle Antalya çevresinde önemli bir gelir kaynağıdır.
Bölgede tarımsal etkinlik oldukça çeşitlidir; özellikle bitkisel üretim gelişmiş ve teknik düzeyi yükselmiştir. Ekonomik değerleri yüksek birçok ürün yetiştirilir; modern tarım girdileri ve yoğun tarım teknikleri kullanımı yaygındır; üretim iç pazarada olduğu kadar dış pazarada dönüktür. Başka alanlarda olduğu gibi tarımsal etkinlik alanında da kıyı kesimi ile iç kesimler arasında hem yetiştirilen ürün türleri , hem de yetiştirme açısından önemli sayılabilecek farklar göze çarpar.



Kıyı kesiminin başlıca ürünleri pamuk, susam , yer fıstığı , turunçgiller, muz , zeytin , incir , üzümdür, Bu kesimde yapılan bitkisel üretimi farklılaşmış dalı da özellikle Antalya ve Mersin dolaylarında yoğunlaşmış olan turfanda sebzecilik ve seracılıktır; üretim özellikle son 10 yıl içinde hızla artmıştır. Yumuşak kış koşulları , havaların erken ısınması, don olaylarının seyrekliği gibi etkenlerin bu gelişmede rolü büyüktür. Bölge üretimi büyük kentlerin sebze gereksinimini karşıladığı gibi önemli ölçüde ihracat da yapmaktadır.
Göller yöresi ve Teke yöresinin iç kesimlerindeki tarımsal etkinlik ise iklim ve toprak özelliklerine bağlı olarak hemen hemen tümüyle farklı bir nitelik taşır. Bu kesimde daha çok kuru tahıl tarımı egemendir. Sulana bilen alanlarda ise iklim koşullarına uygun sanayi bitkileri ve meyveler yetiştirilir. Bu yörelerdeki dağlık alanlar hem ovaların doğal su deposu hem de yazın ovalardan getirilen sürüler için yaylak işlevi görür. Tarım takviminin farklı oluşu yüzünden , dağlık alanlardaki kırsal kesimde yaşayan halkın birbölümü zaman zaman aşağıdaki ovalara inerek tarla işlerinde çalışır.
Modern tarım teknikleri kullanıldığından üretim miktarı fazladır. Yetiştirilen birçok ürünün Türkiye içindeki payı yüksektir. Türkiye pamuk üretiminin %41 gül yaprağı ve muz üretiminin tümü turunçgillerin %89, yer fıstığı üretiminin % 90 , soya üretiminin %91, karpuz üretiminin %29, domates üretiminin %21, üzümün %17 ve zeytin üretiminin de %15 Akdeniz Böl’nden sağlanır.
Bitkisel üretimindeki ileri teknoloji düzeyi hayvancılıkta yerini geleneksel ve ilkel yöntemlere bırakır; bu nedenle hayvancılık pek gelişmemiştir. Daha çok küçük baş hayvanlar beslenir. Ülkedeki kıl keçilerinin ¼’ü koyunların ise %06’sı Akdeniz bölgesindedir. Bitkisel üretimden elde edilen gelirin hayvancılıktan elde edilen gelire göre çok yüksek olması hayvancılıkla uğraşan göçerlerin bitkisel üretime kaymasına yol açmaktadır. Yaygın olarak tavukçuluk ve arıcılık yapılan bölgede elde edilen bal miktarının Türkiye üretimi içindeki payı %12’dir. Deniz canlıları açısından pek zengin olmayan Akdeniz’de küçük çapta balıkçılık yapılır.
Akdeniz Böl’nde varlığı bilinen maden yatakları oldukça çeşitli ise de rezervleri fazla değildir. Bölgenin dağlık yapısı nedeniyle ulaşım güçleşmekte , bu da maliyeti yükselterek madenciliği bir ölçüde kısıtlamaktadır. Ülke ölçeğinde önemli sayılabilecek tek maden batı toroslar kesimindeki boksit yataklarıdır. Fethiye yakınlarında krom ve zımpara taşı yatakları vardır. Keçiborlu’da ki kükürt yatakları ülkede işletilen tek kükürt yatağıdır.
Sanayi kuruluşları özellikle bölgenin doğusunda , Adana bölümünde yoğunlaşmıştır. Bu bölümün bölgeye toplam üretimindeki payı, tarımda olduğu gibi sanayi sektöründe de çok yüksektir. Pamuklu ve sentetik dokuma, petrokimya, çimento, bitkisel yağ, tütün işleme başta konserve olmak üzere gıda, sabun , deterjan , içki , tarım araç ve gereçleriyle , madeni eşya ve metal doğrama başlıca sanayi kollarıdır. Bölgenin çeşitli yörelerinde kağıt, şeker, gül yağı, yem, gübre, süt ürünleri , tarım alet ve makineleri , un , hazır giyim , pil , orman ürünleri , tuğla ve kiremit fabrikaları vardır. Sanayi özellikle Adana-



Tarsus-Mersin hattı üzerinde yoğunlaşmıştır. ATAŞ rafinerisi Mersin’de , kısa adı İSDEMİR olan İskenderun Demir-Çelik Tesisleri ise İskenderun ilçesindedir.
Akdeniz böl’nde , özellikle Adana’da sermaye birikimi önemli ölçeklere ulaşmış ve bölge sınırlarına taşmıştır. Ülke çapındaki birçok yatırımda bu kesim sermayesinin payı vardır.
Doğal güzellikler ve tarihsel değerler nedeniyle bölgede turizm önem kazanmaktadır. Yılın 8 ayında denize girilebilen geniş doğal plajlar ve antik kentler sayısı her yıl artan yerli ve yabancı turisti çekmektedir. Özellikle Antalya yöresinde gelişmiş olan turizm kıyılarda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarındandır. Turizm kaynakları giderek artmaktadır. Doğal ve tarihsel değerler açısından zengin olan bölgelerde bazı çalışmalar yapılarak koruma alanları oluşturulmuştur. Bunlardan başlıcaları Güllük dağı, Karatepe-Aslantaş, Kızıl dağ , Kovada gölü, Köprülü kanyon, Olimpos-Bey dağları sahil milli parklarıdır.
Ulaşım giderek gelişmektedir. Mersin ve İskenderun limanları ayrı bir önem taşır. Çukurova’nın ticaret iskelesi konumundaki Mersin limanı yöredeki petrol rafinerisi nedeniyle daha işlek bir hale gelmiştir. İskenderun limanı da ticaret ve petrol açısından önem taşır. Son yıllarda her iki limanında Akdeniz’de yapılan ithal ve ihraç taşımacılığındaki payı artmaktadır. Bölgenin batısındaki Alanya, Antalya ve Fethiye limanları turizm açısından önem taşır. Akdeniz Böl’nin Türkiye’nin tüm bölgeleriyle kara yolu, ayrıca büyük yerleşim merkezleriyle hava yolu bağlantısı vardır. Başlıca yollar E-5 ve E-24 kara yollarıdır. Bunların bir bölümü paralı otoyol haline getirilmektedir. Adana , Antalya ve Dalamandaki havaalanlarından başka merkezle düzenli uçak seferleri yapılır. Mersin , Taşucu’ndan KKTC’ye feribot seferleri yapılmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://fatihdisli.yetkin-forum.com
 
Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ ) 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ )
» Cografya Ödevi ( COGRAFYADA AKDENİZ BÖLGESİ ) 1

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fatih Disli  :: Kategoriler :: Paylaşım Forumunuz :: Ödevler...-
Buraya geçin: